İstanbul’da metrobüs kullanımı kadınlar için güvenli değil
İstanbul’daki üniversite öğrencileri, 44 metrobüs durağında 227 kadınla yüz yüze görüşerek anket yaptı. Çalışmada metrobüs kullanan kadınların kendilerini ne kadar güvende hissettikleri, güvenlik önlemlerinin yeterli olup olmadığı ve herhangi bir suç unsuruna maruz kalıp kalmadıkları araştırıldı. Buna göre her 10 kadından 9’u metrobüsteki güvenlik önlemlerini yetersiz bulduğunu söyledi. Ayrıca her 5 kadından 2’sinin daha önce suça maruz kaldığı ortaya çıktı.
Beykent Üniversitesi Sosyoloji Bölümü son sınıf öğrencileri, İstanbullu kadınların toplu taşımada daha özgüvenli hissetmelerini sağlayacak politikaların geliştirilmesini sağlayacak bilimsel veriler elde etmek amacıyla anket yaptı. Kadınların metrobüs kullanımını saatlere göre, metrobüste kadınları etkileyen suç unsurlarını ve alınan güvenlik önlemlerinin kadınları rahat ettirip ettirmediğini araştırmak için yola çıkan altı üniversite öğrencisi, araştırmaları sonucunda elde ettikleri bilgileri derledi. . Proje ile çarpıcı bilgilere ulaştıklarını söyleyen Seyranur Uykan (23), “Bu araştırmayı bitirme ödevimiz kapsamında geliştirdik ancak daha da geliştirilmesi ve farklı saatlerin incelenmesi gerekiyor. Bu nedenle destek bekliyoruz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve diğer kurumlardan.”
“KADINLARIN EN ÇOK ENDİŞE OLDUĞU SUÇ TÜRÜ: CİNSEL SALDIRI”
Beykent Üniversitesi Sosyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Cafer Furkan Latifoğlu, “Araştırmamız kadınların metrobüs kullanımındaki kabahat dehşetini konu alıyor. Bugün İstanbul’da her gün yaklaşık 7.5 milyon kişi toplu taşıma araçlarını kullanıyor. Bunun 4 milyonunu İETT, 4 milyonunun 1 milyonunu metrobüs karşılıyor” diyen İstanbul’un Avrupa yakasında Beylikdüzü semtinden başlayarak Anadolu yakasında Kadıköy ilçesine doğru bir söz akışı var. Bu akış bizim için bir çeşitlilik yaratıyor. Toplumsal derinlik katan bu çeşitlilik, toplumsal kesimleri farklı açılardan nasıl görebileceğimizi ortaya koymaktadır. Araştırmalar herhangi bir suçun söz konusu olmadığını göstermiştir. “Kadınların toplumsal kümelenmelerde en çok mağdur olma korkusunu (suç korkusu) hissettiklerini gösteriyor. Bu kaygıların ortasında kadınların en çok hangi suç türüyle ilgili olduğu araştırmamızın ortasında öne çıktı. hakkında cinsel saldırı var.”
“FİZİKSEL FAKTÖRLER KADINLARIN BAŞARISIZLIK KORKUSUNU DA ETKİLİYOR”
Araştırmada öne çıkan bir diğer önemli konunun metrobüs duraklarındaki fiziki unsurlar olduğunu belirten Latifoğlu, şöyle devam etti:
“Kadıköy ve Beylikdüzü çerçevesinde baktığımızda genel olarak benzer şeylerin kadınları korkuttuğunu görüyoruz. Araştırmamızda sıklıkla karşılaştığımız en değerli sonuçlardan biri de ekolojik olarak meydana gelen veya olmayan durumların kadınları korkuttuğunu görmemiz oldu. Örneğin duraklarda ışık olmaması, Öte yandan belirli bir örnek vermek gerekirse birçok kadından Güzelyurt durağının bekleme alanının çok dar olduğu yönünde şikayet aldık. Darlık nedeniyle hareketlilik yaşadıklarını ve bu nedenle endişelerinin arttığını, güvenlik görevlisi sayısının artmasından bahsettiler, “Sadece kamaralarında oturduklarını, alana dahil olmadıklarını ve bu nedenle kendilerini hissedemediklerini söylediler. kendilerini inanç içinde Bunun analizinde ise hoparlörden verilecek müziğin rahatlatıcı bir etki yaratabileceğini, aydınlatmanın artırılabileceğini, güvenlik personeli sayısını artırmaktan daha etkili güvenlik eğitimleri gerektiğinin altını çizdiler.”
“10 kadından 4’ü akşam dışarı çıkmamayı tercih ediyor”
Araştırmanın sayısal verilerini aktaran araştırma öğrencilerinden İzlem Mızrak (22) ise şöyle konuştu:
“İstanbullu kadınların toplu taşımada kendilerini daha iyi ve özgüvenli hissetmelerini sağlayacak politikalar geliştirmelerini sağlayacak bilimsel verilere ulaşmak için projemizi geliştirdik. Çalışmamızın bulgularına baktığımızda her 5 kadından 2’si daha önce suça maruz kaldığını ifade etti.Her 2 kadından 1’i suça maruz kaldı.Kalmak konusunda endişeli olduğunu söyledi.Yapanların tepkilerine baktığımızda yarısının tepki göstermediğini söyleyebiliriz. Bizim için ilginç olan nokta, her 10 kadından 9’unun güvenlik önlemlerini yetersiz bulması olmalı.Bu çok ciddi bir oran.Bütün bunların sonucunda kendini ölçülü gören kadınlar bunun için bir takım önlemler alıyorlar.4’ü ise almamayı tercih ediyor. akşam dışarı çıkıyor, geri kalanlar savunma dersi almak, biber gazı taşımak veya toplu taşıma araçlarına binmek için önlem alıyor.Kadınlar güvensizlik duydukları bu toplumda kısıtlı bir halde önlem almaya çalışıyor. 18-27 yaş grubu bayan, demografik bilgilerle başladık. Hanımlar akşam ve geceleri daha çok korktuklarını ifade ettiler. Ama içinde sabah saatlerinde endişelenen bir yanı da vardı. Sabahları korkanların yaş reytinginin daha yüksek olduğunu ve çoğunlukla 35 yaş üstü kadınların sabahları daha çok korktuğunu söyleyebilirim.”
“KURSTA GÖRDÜKLERİMİZ İLE GÜNLÜK HAYATTA KARŞILAŞTIĞIMIZ DURUMLARI BU PROJE İLE BİRLEŞTİRDİK”
Sosyoloji son sınıf öğrencisi Miray Zekiroğlu (23), “Kadın ve erkeklerin şehri algılama biçimleri farklı. Bunun nedeni kadınların erkeklere göre fiziksel ve sözlü baskınlara daha fazla maruz kalması. Bu nedenle kadınlar şehre karşı daha fazla güvensizlik duyuyor ve daha çok korkuyorlar.” Suç mağduru olmaktan korkmak.Bu toplu taşımaya katılımlarını azaltıyor.Ödev hazırlayan 6 kişi okula giderken metrobüsü çok kullanıyor.Dolayısıyla araştırma konumuz hayatın içinden çıkan bir bahis diyebiliriz. “İçimizde ki durumların farkına vardık ve bunu öğrendiğim derslerle pekiştirdik. Bu nedenle hem derste gördüklerimizi hem de günlük hayatta karşılaştığımız durumları bu proje ile birleştirdik.”
Zekiroğlu, “Bölgelere baktığımızda kesinlikle saat sonra kadın sayısında azalma olduğunu gördük. Beylikdüzü’ne gittiğimiz için 18.15-18.20’den sonra kadın sayısında azalma oldu ama oradaydı.” korkularında bir değişiklik olmadı.Genç yetişkinler ve 40 yaş üstü kadınlara baktığımızda korkularının farklı olduğunu söyleyebiliriz.Kadıköy İstanbul’daki bir kadınla Beylikdüzü’ndeki bir kadını karşılaştırdığımızda, onun korkularının daha farklı olduğunu söyleyebiliriz. geç saatlere doğru suç korkusu, saatler ilerledikçe korkularının artması.
“ŞEHİR İÇİ ULAŞIM POLİSİNİN DAVA AÇMASI GEREKİYOR”
Beykent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi. Üye Doç. Abdurrahman Yılmaz ise araştırma sonuçları kapsamında kabahat korkusunu önlemek için ne gibi uygulamalar yapılabileceğine dair değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, alınabilecek önlemleri 5 başlıkta sıraladı:
“İstanbul gibi toplu ulaşım yolculuğunun yoğun olduğu bir şehirde şehir içi ulaşım polisi gibi bir kolluk kuvvetinin olması gerektiğini söyleyebiliriz.
“Kadınların kentsel toplu taşımayı daha özgür kullanabilmeleri için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2019’da kabul ettiği Avrupa yerel yaşamında kadın-erkek eşitliği şartı ve bu koşuldan hareketle oluşturulan yerel eşitlik eylem planı var. İki noktada Planın, kent içi ulaşımı özellikle kadınlar için daha güvenli hale getirmesi gerektiğini belirten “Bunların başarı göstergelerinden biri de söz konusu alanda yapılacak araştırmaların sayısı. Dolayısıyla gençlerin yaptığı bu araştırma, İBB tarafından kabul edilen göstergede başarı kriterlerinden biridir.”
“Bu araştırmalardan hareketle zaman ve lokasyon bazlı risk analizlerinin yapılması gerekiyor. Risk analizlerinden hareketle nerede ve ne zaman önlem alınması gerektiği gibi konular belirlenebiliyor.
“Fiziksel ve çevresel faktörler de kadınların suç korkusunu çok önemli bir şekilde etkiliyor. Bu kapsamda yapılan araştırmalar, duraklarda alınabilecek önlemler konusunda da bizlere bilgi veriyor.
“Duraklarda özel güvenlik tek başına yeterli değil, durakların temas noktaları da çok değerli. Kolluk kuvvetleri ve yerel yönetimler aracılığıyla sorunlar temelinde oluşturulacak işbirliği ve farkındalık kadınların bu anlamdaki inanç duygularını olumlu yönde etkileyecektir. .”